Süs Bitkilerinde Çoğaltma Teknikleri

         Süs Bitkilerinde Çoğaltma Teknikleri

    Fidanlık işletmeciliğinin temel amacını oluşturan bitki üretimi; bilgi, deneyim ve planlamayla birleştiği zaman işletmeler başarılı olur. Dış mekan süs bitkilerinin üretimi iki temel tekniğe dayanır.

1. Generatif (tohumla) çoğaltma

2. Vejetatif çoğaltma


1. Generatif (Tohumla) Çoğaltma

    Generatif (tohum) çoğaltma yöntemiyle çok miktarda, ucuz ve kolay fidan üretimi sağlanır. Bu çoğaltma yönteminde ana temel olan tohum hakkında bazı bilgileri dikkate almak gerekir. Öncelikle hangi bitkinin tohum ile çoğaltılacağına karar vermek gerekir. Daha sonra tohumların teminine çalışılır. Tohumlar bizzat anaçlardan toplanabildiği gibi, bu işin ticaretini yapan kuruluşlardan da satın alınabilir.

Ekilen tohumların üzeri çimlenme görülünceye kadar plastik bir örtü, cam bir levha veya gazete kağıdı ile kapatılarak oransal nemin aynı seviyede tutulması sağlanır. Tohumların çimlenmesinden bir süre sonra fideler birbirlerinin beslenme, havalanma ve ışıklanmalarını engellememek ve kaliteli fide elde etmek için 2-3 gerçek yapraklı iken başka bir ortama nakledilirler. Bu işleme "şaşırtma" yada "seyreltme adı verilir. Bazı süs ağaç ve çalılarının tohumları fizyolojik çimlenme engeline sahip olup, tohum kabukları da geçirgen olmayan bir yapıya sahiptir. Bu yapıya sahip bitkilerin tohumlan optimum çimlenme koşullarına ekilseler dahi, önceden gerekli bazı ön işlemlere tabi tutulmadıkları takdirde çimlenemezler. İste, tohum kabuğunu yumuşatmak, dinlenme halindeki embriyoları çimlenme olgunluğuna getirmek amacıyla yapılan bu ön işlemlerden en çok uygulananı "katlama"dır. Katlama, çimlenme engeli olan tohumların serin bir ortamda ve nemli kum içinde, tohumların tür ve çeşidine göre değişen sürelerde ve derecelerde bekletilmesidir. Gül, Ladin, Göknar, Erguvan, Akçaağaç gibi süs bitkilerinin tohumları katlama işleminden sonra ekilirler.

Tek veya çok yıllık çiçek açan süs bitkilerinin tohumları kasa, tava veya yastıklara ekilebilir. Sera içinde ve alttan ısıtmalı sıcak yastıklara yapılacak ekim için her yıl yeni torf kullanılmalı veya eski torf metil bromit ile dezenfekte edildikten sonra kullanılması gerekmektedir. Kasa veya tavalara yapılacak ekimlerde alt kısma suyun drene edilmesi ve kök çürümelerini engellemek amacıyla çakıl taşlan veya saksı kırıkları serilir üzerine ince deliklere sahip elek teli serilir ve torf ilave edilir. Az miktarda tohum ekiminde dibi delikli tahta veya plastik kasalar kullanılabilir. Çiçek tohumları serpme, tek tek veya elek kullanılarak birbirine temas etmeyecek şekilde torfun üzerine ekilir.


Önemli Dış Mekan Bitkilerinin Çiçeklenme, Tohum Alma ve Tohumların Doğal Saçılma Zamanları

Türler    -    Çiçek Zamanı    -    Tohum Alma    -    Tohum Ekme Zamanı

AKÇAAĞAÇLAR

Acer Campestra Nisan-Mayıs / Ekim / Ocak

Acer Palmatum Nisan / Ağustos / Kasım

Acer Platanoides Mart-Nisan / Ekim / Şubat

Acer Pseuodoplatanus Nisan  /  Eylül / Ekim

Acer Rubrum Mart-Nisan /  Nisan /  Haziran

Acer Saccharinum Mart /  Nisan /  Haziran

AT KESTANESİ

Aesculus hippocastonun Nisan-Mayıs /  Eylül /  Ekim

KOKAR AĞAÇ

Ailonthus altissine Haziran / Eylül / Kasım

KIZIL AĞAÇ

Alnus cordata Şubat-Nisan / Eylül / Ocak

Alnus İncana Mart-Mayıs / Eylül / Aralık

KADIN TUZLUĞU

Berberis thunbergi Mayıs-Haziran /  Eylül /  Ekim-Kasım

Berberis vulgaris Mayıs-Haziran /  Eylül /  Ekim-Kasım

HUŞ

Betula pubescens Nisan / Ağustos / Aralık-Ocak

GÜRGEN

Corpinus petinus Mart / Kasım / İlkbahar

ÇİTLENBİK

Celtis occidentalis Mayıs / Ekim / Aralık

ERGUVAN

Cercis siliquastrum Mayıs / Eylül / Ekim

KIZILCIK

Cornus mas Şubat-Mart / Eylül / Ekim-Kasım

DAĞ MUŞMULASI

Cotoneaster franchettii Mayıs / Ekim / Kasım-Aralık

ALIÇ

Crataegus monogyna Mayıs / Eylül / Ekim

Crataegus oxycantha Mayıs / Eylül / Ekim

KATIR TIRNAĞI

Cytissus scoparius Mayıs / Eylül / Kasım

İĞDE

Eleagnus angustifolia Haziran/ Ekim/ Kasım

OKALİPTUS

Eucalyptus sp. Mayıs/ Haziran / Haziran

KAYIN

Fagus sp. Mayıs / Eylül / Kasım

DİŞBUDAK

Fraxinus angustifolia Mayıs / Eylül / Aralık

Fraxinus excelsior Nisan / Ağustos / Ocak

ÇOBAN PÜSKÜLÜ

Ilex aquifolium Mayıs / Kasım / Şubat

SARI SALKIM

Laburnum anagyroides Mayıs-Haziran /  Eylül  / Ekim

LALE AĞACI

Liriodendron tulipifera Haziran / Ekim / Kasım

MAHONYA

Mahonia aquifolium Şubat-Mayıs / Ağustos / Ekim

ÇINAR

Platanus orientalis Mayıs / Ekim / Kasım

MEŞE

Quercus petraca Mayıs / Eylül / Kasım

Quercus robur Mayıs / Eylül / Kasım

YALANCI AKASYA

Robinia pseudoacacia Haziran / Aralık Ocak / Ocak

MÜRVER

Sambucus nigra Haziran / Ağustos / Ekim

IHLAMUR

Tilia cordata Haziran / Ekim / Kasım


Tohumun hasadı sırasında olduğu kadar bunu izleyen işlemlerde tohumun canlılığı bakımından önem taşır. Çimlenme

gücü en yüksek tohumlar bile hasat sonrası yapılan hatalı işlemlerle çimlenme güçlerini tamamen kaybedebilirler.

Ağaçlar çalılar ve diğer süs bitkilerinin tohumlarını ekim mevsimine kadar veya gelecek yılların ihtiyacı için kullanmak üzere daha uzun süre sağlıklı bir şekilde saklamak gerekir. Tohumlar ayıklanıp temizlendikten sonra ekim zamanına kadar serin ve havadar yerlerde saklanırlar.

Ağaç, çalı ve diğer süs bitkileri türlerinde tohumlar saklama açısından kısa ömürlü, orta ömürlü ve uzun ömürlü tohumlar diye 3 gruba ayrılabilirler. Tohumları kısa ömürlü bitki türlerinde saklama birkaç hafta ile 1-2 yıl arasında değişir. Bu gruba giren başlıca türler arasında; kavak, söğüt, kara ağaç, kayın, göknar, sedir, meşe, bazı akçaağaç türleri, yalancı servi, manolya sayılabilir. Tohumları orta ömürlü olan türerde tohumla 4-5 yıl saklanabilir. Bunlar içinde çam ve ladin türleri en tipiklerini oluşturur. Uzun ömürlü tohumlar daha uzun süre 10-20 yıl kadar bozulmadan saklanabilirler. Bu gruba akasya, gülibrişim, sarısalkım, iğde, okaliptüs örnek olarak gösterilebilirler.

Tohumlar saklandıktan sonra ekim işleminden önce iyi çimlenmeleri için bazı uygulamalardan geçirilirler. Özellikle çimlenme engeli olan türlerde bu işlemler önem kazanır. Bu işlemler için en önemli yöntemler: kabuk engeli için asitli işlem yöntemi, mekanik zedeleme yöntemi, suda şişirme yöntemi ve katlama yöntemidir.

Tohumlar, ya soğuk veya sıcak seralar gibi kapalı yerlerde ya da fidanlıklarda açık alanlara ekilir. Fideler toprak yüzeyine çıkınca kültürel işlemler yapılır. Yeterli büyüklüğe ulaşan fideler kaplara alınır.

Bazı bitki tohumlarına ekim öncesi yapılacak ön işlemler

Abies spp.(Göknar) : Genellikle sonbahar ekiminde herhangi bir işlem gerektirmez. İlkbahar ekimi yapılacak ise 3-4 hafta rutubetli kumda soğuk katlama yapıldıktan sonra İlkbaharda mümkün olduğunca erken ekilmelidir. (Mümkünse Şubatta) A.cilicica erken ekilirse başkaca bir işlem gerektirmez. 

Acer campastre (Ova Akçaağacı) : 4 hafta sıcak 12-24 hafta soğuk ortamda ön işleme tabi tutulduktan sonra ilkbaharda ekilir.

Acer cappadocicum (Doğu Karadeniz Akçaağacı) : 12-16 hafta soğuk ortamda ön işleme tabi tutulduktan sonra ilkbaharda ekilir.

Acer palmatum (Japon Akçaağacı) : Taze tohumlar toplandıktan sonra süratle sonbaharda ekilir. Ancak ilkbaharda erken çıkan fideler dona karşı korunmalıdır veya 4 hafta sıcak 4-12 hafta soğuk ortamda tutulduktan sonra ilkbaharda ekilir.

Acer platanoides (Çınar Yapraklı Akçaağaç) : Toplandıktan sonra hemen ekilir veya kuru ve serin bir yerde Şubat sonuna kadar depolanarak rutubetli kum içinde 12-16 hafta 1-5 derecede soğuk ortamda katlandıktan sonra erken ilkbaharda ekilir.

Acer pseudoplatanus (Dağ Akçaağacı) : Az miktarda tohum için A.platanoides gibi işlem yapılır. Fazla miktarlar için ise çıplak olarak 6-12 hafta soğuk ortamda bekletildikten sonra ilkbaharda ekilir.

Acer rubrum : Uzun süre depolamak mümkün ise de toplandıktan sonra hemen ekilebilir.

Acer saccharum (Şeker Akçaağacı) : Toplandıktan sonra süratle ekilmelidir. Zira hayatiyetini çabuk kaybeder.

Aesculus hippocastanum (At Kestanesi) : Sonbaharda toplandıktan sonra hemen ekilmelidir. Ya da ilkbahara kadar soğuk katlamada bırakıldıktan sonra ekilmelidir. İthal edilen kurumuş tohumlar ekimden önce ılık suda şişirilmelidir.

Ailanthus altissima (Kokar Ağaç) : Rutubetli kumda 8 hafta kadar soğuk koşullarda katlandıktan sonra kış sonu veya ilkbaharda ekilmelidir.

Albizzia julibrisima (Gülibrişim) : Sülfürik asitle işlem yapılarak çimlenme engeli giderilir.

Alnus spp. (Kızılağaç) : 4 hafta soğuk depolamadan sonra kumla karıştırılarak ilkbaharda ekilmelidir.

Berberis (Kadın Tuzluğu) : 6-13 hafta arasında soğuk şartlarda katlamaya alındıktan sonra ilkbaharda ekilir.

Betula (Huş) : Tohumlar çıplak olarak soğuk depolamadan sonra kumla karıştırılarak ilkbaharda ekilmelidir. Sonbaharda hatta kar üzerine de ekilebilir.

Camellia (Çay Bitkisi) : Tohum kabukları setleşmeden ekilmelidir. Kabuk sertleşmiş ise üzerine sıcak su dökülür ve gittikçe soğuyan suda 24 saat bekletildikten sonra ekilir.

Carpinus betulus (Adi Gürgen) : 4 hafta sıcakta ve 12-14 hafta da soğukta bekletildikten sonra ilkbaharda ekilir.

Carya (Ceviz) : Ya tohum sonbaharda hiç bir işlem yapılmadan ekilir ya da 13 hafta soğuk bir ortamda bekletildikten sonra ilkbaharda ekilir.

Castanea sativa (Kestane) : Sonbaharda (Ekim-Kasım) ekilmeli veya ilkbahara kadar rutubetli kumda soğuk katlamaya tabi tutularak ilkbaharda ekilmelidir.

Catalpa spp (Katalpa) : Tohumlar hiç bir ön işleme gerek kalmaksızın kış aylarında oda sıcaklığında muhafaza edilerek ilkbaharda ekilir.

Cedrus libani (Toros Sediri) : Sonbahar veya 4 haftalık kumda soğuk katlama ile ilkbaharda ekilir.

Celtis occidentalis (Batı Çitlenbiği) : Sonbaharda ekilebilir veya 8-12 hafta soğuk katlamadan sonra ilkbaharda ekilir.

Cecis siliquastrum (Erguvan) : Sonbaharda tohumlar toplanır toplanmaz ekilebilir. İlkbaharda ekilmesi halinde daha önce 2 ay kadar soğuk suda katlama zorunludur.

Chaenomeles japonica (Japon Ayvası) : Toplandıktan sonra sonbaharda hemen ekilir veya 2 hafta sıcak 8-16 hafta soğuk işleme tabi tutulduktan sonra ilkbaharda ekilir.

Chamaecyparis spp. (Kamasiparis-Yalancı Servi) : Kumda 8-12 haftalık soğuk katlama yapıldıktan sonra ekilir.

Corylus avellana (Adi Fındık) : Temizlendikten ve 2 gün suda şişirildikten sonra sonbaharda ekilir. İlkbaharda ekilecekse 12-16 hafta soğuk katlamaya tabi tutulur.

Cotoneaster salicifolia (Dağ Muşmulası) : 12 hafta sıcak 12 hafta soğuk katlamaya tabi tutulduktan sonra ilkbaharda ekilir.

Crataegus monogyna ve Crataegus oxycantha (Alıçlar) : 4-8 hafta sıcak 12-16 hafta soğuk katlama yapıldıktan sonra ilkbaharda ekilir.

Magnolia spp. (Manolya): Tohumlar sonbaharda toplanıp temizlendikten sonra hemen ekilmelidir. Tohumlar kurur veya oda sıcaklığında kışın bekletilirse hayatiyetini kaybeder. Daha sonra ekilecekse 12-24 hafta soğuk katlamaya alınmalıdır. Ekim yapıldıktan sonra çimlenme ortamı hiç bir zaman kuru kalmamalıdır.

Mahonia aquifolium (Mahonya) : 5-13 haftalık soğuk katlamadan sonra ekilebilir.

Morus alba (Akdut) ve Morus nigra (Karadut) : Çıplak olarak 4-12 hafta soğuk ortamda bekletildikten sonra ilkbaharda ekilir.

Ostrya carpinifolia (Kayacık): 8 hafta sıcak ve 16-20 hafta soğuk katlamadan sonra ekilir.

Pittosporum spp. (Pitosporum) : Tohumun çimlendirilmesi güç değildir. Bir torba içinde konulan tohumlar bir kaç saniye kaynar su içinde tutulurlarsa çimlenme çabuklaşır.

Platanus spp. (Çınarlar) : Kış sonunda ağaçtan toplanan meyveler ufalanarak tohumları ayrıldıktan sonra kumla karıştırılarak ikbaharda doğrudan dikilir.

Prunus cerasifera (Süs Eriği) : Meyvelerin etli kısmı temizlenip yıkanarak 2 hafta sıcak, 18 hafta soğuk katlamadan sonra ekilir.

Quercus spp. (Meşeler) : Tohum toplandıktan sonra sonbaharda hemen ekilmelidir. Aksi halde ilkbahara kadar rutubetli kum içinde 4-8 hafta soğuk katlamaya tabi tutulduktan sonra ekilmelidir. Q.cerris, Q.petraea, Q.robur'da soğuk katlamaya gerek yoktur.

Robinia pseudoacacia (Yalancı Akasya) : Asit, mekanik zedeleme veya sıcak suda şişirme yöntemlerinden biri uygulandıktan sonra rutubetli kumda katlanarak Mart sonu veya Nisan başında ekilir.

Rosa canina (Kuşburnu): 8 hafta sıcak, 8-12 hafta soğuk katlamadan sonra ilkbaharda ekilir.

Taxus baccata (Porsuk) : Etli kısımdan ayrılan tohumlar katlamaya alınarak ertesi yılın ilkbaharında ekilir. Tohumlar katlamada 4 yıl bırakılarak parti parti ekilebilir.

Tilia spp (Ihlamur) : Meyveler yeşilden kahverengi-sarı renge dönüştüğünde hemen ekilmelidir. Aksi halde 4-20 hafta sıcak, 20-24 hafta soğuk katlamadan sonra ekilmelidir.

Thuja occidentalis (Batı Mazısı) : Doğrudan ekilebildiği gibi 8 hafta katlama uygulanırsa daha iyi sonuç alınır.

Viburnum spp. (Kartopu) : Çimlenme engelini giderici etkin bir yöntem yoktur. Onun için meyveler tam olgunlaşmadan tohumlar çıkarılarak yazın ekilmeli ve yastıklar nemli tutulmalıdır.

    2. Vejetatif Çoğaltma

    Bu çoğaltma yöntemi süs bitkileri üretiminde en yaygın kullanılan üretim yöntemidir. Vejetatif çoğaltma; kök sürgünü, yaprak, yumru, dal, rizom gibi vejetatif bitki kısımlarından alınan parçalarla yapılan üretim şeklidir. Bu çoğaltma yönteminde başlıca 4 temel metot bulunmaktadır. Bunlar:

1. Çelik ile çoğaltma

2. Daldırma ile çoğaltma

3. Rizom, stolon, soğan gibi diğer vejetatif çoğaltmalardır. Yukarıda sayılan vejetatif çoğaltma metotlarından en çok kullanılan çelik veya aşı ile çoğaltmadır.

4. Aşı ile çoğaltma


1 - Çelik ile Çoğaltma

Çelikle çoğaltma tekniği üretilecek bitkiden alınan ve çelik adı verilen bir gövde, kök veya yaprak parçası ile yeni bir bitki oluşturma tekniğidir. Bu yöntemle çoğaltma çok çeşitli iğne yapraklı, yapraklı, herdem yeşil ve yaprağını döken süs bitkilerinde seralara sahip fidanlıklarda yıl boyu devam eder. Özellikle herdem yeşil ve yarı yeşil yapraklı türlerin hemen hemen hepsinde tohumla çoğaltma zaman aldığı ve buna rağmen istenilen nitelikler genellikle sağlanamadığı için bu türler çelikle çoğaltılırlar. Çelikle çoğaltmayı etkileyen faktörler

1.Kimyasal faktörler (hormonlar, karbonhidratlar vb.)

2.Bitki faktörleri (çelik alma zamanları, çelik tipi, tür ve çeşitlerin etkileri vb.)

3.Çevresel Faktörler (nem kontrolü, ışık ilavesi, alttan ısıtma, fotoperiyot vb.)

4.Diğer Faktörler (ortam, yaralama vb.) adı altında dört grupta incelenmektedir.

    Yapılan araştırmalar belirtilen bu faktörlerin ayrı ayrı veya kombinasyonlar halinde kullanılmasının köklenme üzerinde önemli etkilerinin olduğunu ortaya çıkarmıştır. Başarılı bir köklendirmenin yapılabilmesi: uygun zamanda ve tipte çelik alımına, kullanılacak köklendirme hormon ve konsantrasyonunun doğru seçimine, köklendirme ortam koşullarının optimum şartlarda tutulmasına bağlıdır. Çelikle çoğaltma yöntemleri çok çeşitlidir. Bunlar: gövde, kök ve yaprak çelikleridir.

Gövde Çelikleri : Süs bitkilerinde en çok gövde çelikleri ile üretim yöntemi kullanılmaktadır. Gövde çelikleri de yumuşak (yeşil) çelik, yarı odunlaşmış (odunsu) çelik ve sert (odun) çelikleri olmak üzere 3 grupta toplanmaktadır. Odunsu bitkilerin henüz odunlaşmamış olan taze ilkbahar sürgünlerinden hazırlanan yumuşak çelikler bir çok süs bitkisinin çoğaltılmasında kullanılır. Yumuşak (yeşil) çelikler daha çabuk ve daha kolay köklenirler. Bu çelikler tepe tomurcuğu taşıyan sürgünlerden tepe çeliği olarak alınır. Yumuşak gövde çelikleri ile çoğaltılabilen başlıca türler: Azela, Acer saccaarum (şeker akçaağacı), Akebia, Amorpha (yalancı çivit), Ampelopsis (amerikan sarmaşığı), Aralia, Buxus (şimşir), Calycanthus (kadeh çiçeği, kış çiçeği), Campsis, Caragana, Cercis (erguvan), Chamaecyparis (yalancı servi) Comus (kızılcık), Cotoneaster (Dağ muşmulası); Crataegus (Ak diken, geyik dikeni), Diospyros (Trabzon hurması), Elegnus (iğde), Evonymus japonica (taflan) Forsythia (Altın çanak), Hedera (Sarmaşık), Hydrange (Ortanca), Laburnum (San salkım), Ligustrum (Kurtbagrı), Liridodendron (Lale ağacı), Lonicera (Hanımeli), Magnolia. Malus (Elma), Morus (Dut), Prunus (erik),

Robinia (Yalancı akasya), Salix (Söğüt), Syringa (Leylak), Viburnum (Karaağaç).

Yarı odunlaşmış (odunsu) çelikler yumuşak çelikten bir ölçüde olgunlaşmış ve kısmen de sertleşerek odunlaşmaya yönelmiş olmaları ile farklılık gösterir. Bu çelikler büyüme mevsiminin sonlarına doğru sürgünler kısmen olgunlaştığında alınır, genellikle Ağustos ayı ve Eylül başları en uygun zamandır. Odunsu çelikler ile çoğaltılabilen başlıca türler: Rhododendron (Orman gülleri), Pittosporum, Camelia, Azela, Prunus laurecerasus (Laz kirazı), Taxus (porsuk), Cryptomeria, Juniperus (ardıç) gibi toksanlara uygulanır. Çelikler Ağustos-Eylül de genç ağaçlardan alınır. Ağaç yaşlı ise bunların alt dallarından seçilebilir. Boyları 7-15 cm olabilir. Odun çelikleriyle yapılacak üretimde, yaşını doldurmuş, odunlaşmış sürgünlerden ilk baharda alınan çelikler kullanılır.

Sert (odun) çelikleri ise bir yaşında tamamen olgunlaşmış ve odunlaşmış sürgünlerden elde edilir. Sert çelik kullanımı daha çok kışın yapraklarını döken türlerle iğne yapraklılarda kullanılır.

Çeliklerde köklenmenin hızlı olması için çelikler köklenme yastıklarına dikilmeden önce köklenmeyi uyarıcı hormona batırılırlar. Böylece köklenme daha kısa zamanda olduğu gibi köklü çelik sayısı da artar. Çelikler kök oluşturmaları için perlit veya temiz dişli kum bulunan yastıklara dikilir. Çeliklerin üzerine sisleme şeklinde su püskürterek nemli kalmaları sağlanır. Köklenen çelikler, küçük torbalara veya fincan saksılara aktarılarak gölgeli ortamlara taşınırlar. Burada kültürel işlemler uygulanan bitkiler daha sonra süs bitkisi fidanı olarak büyütme yerlerine alınır ve yeterli gelişme ve form sağlandıktan sonra satışa sunulurlar.

Kök Çelikleri : Bu metot, kök sürgünü verebilen bitkilerde uygulanır. Kök çeliği, yeni kökler ve sürgünler oluşturabilen etli veya odunsu köklerden alınan parçalardır. Fidanlardan, yaprak dökümünden sonra kök çelikleri alınır. Çelikler, 2.5-5 cm uzunluğunda üst kısımları düz, alt kısımları ise eğik olacak şekilde kesilirler. Kök çeliklerinin bitki köklerinin depo maddeleri yönünden zengin olduğu dinlenme döneminde alınması başarıyı arttırır. Hazırlanan çelikler köklendirme ortamına yatay veya dikey olarak dikilebilirler. Yatay dikimde, çelikler köklendirme ortamına yatırılıp üzerleri ortam ile kapatılarak sulanırlar. Dikey olarak yapılan dikimde, çeliğin üst yüzeyi ortam ile aynı seviyede olacak şekilde köklendirme ortamına gömülür. Daha sonra üzerleri 1.5-2 cm kalınlıkta kum ile kapatılıp sulanır. Üretim ortamlarının cam veya plastik ile kapatılması yarar sağlar. Kök çelikleriyle üretilen iç mekan süs bitkilerine örnek olarak; Salon eğreltisi (Nephrolepis exeltata) ve Yumru Begonya (Begonia tuberhybrida) verilebilir. Bahçe bitkilerinden Alev çiçeği (Phylox sp.), Gaylardia (Gaillardia sp.), Manisa lalesi (Anemone sp.) Ailanthus (Kokarağaç), Aesculus (at kestanesi), Albizzia (pasa bıyığı), Calycanthus (Kadeh çiçeği), Cydonia japonica (süs ayvası), Daphne, Dex (Papaz külahı, Lagerstromia (Oya ağacı), Rhododendron (Orman gülü), Rhus (Sumak), Robinia (Yalancı akasya), Sringa (leylak), Wisteria (M Başlıca türler: Ailanthus (Kokarağaç), Aesculus (at kestanesi), Albizzia (pasa bıyığı), Calycanthus (Kadeh çiçeği), Cydonia japonica (süs ayvası), Daphne, Dex (Papaz külahı, Lagerstromia (Oya ağacı), Rhododendron (Orman gülü), Rhus (Sumak), Robinia (Yalancı akasya), Syringa (leylak), Wisteria (Mor salkım)... kök çelikleriyle üretilebilir.

Kökten alınan çeliklerin boyları, gevrek yapıda olanlarda 3-5 cm, etli yapıda olanlarda ise 5-8 cm. dir.

Stolon uçlarıyla çoğaltma : Bu yöntem, stolon (toprak üstü sürünücü gövdesi) oluşturabilen bitki türlerinde uygulanır. Bitkinin uç kısmında genç bitki taşıyan stolonlar kesilerek ana bitkiden ayrılır ve içinde köklendirme ortamı, bulunan saksılara dikilir. Nem kaybını önlemek amacıyla saksıların üzerleri plastik örtüyle örtülmelidir. Ayrıca, genç bitkiler direkt güneş ışınlarından korunmalı ve köklendirme ortamının kurumamasına özen gösterilmelidir. 18-2I°C arasında sıcaklık sağlandığında türe göre değişmekle beraber yaklaşık 10 gün içinde köklenme görülür. Köklenmeden sonra bitkinin üzerindeki plastik örtükaldırılıp bitkiler daha ışıklı ve serin bir yere alınabilir. Bu yöntemle üretilen iç mekan süs bitkilerine örnek olarak, Salon Eğreltisi (Nephrolopis exeltata), Kurdela (Chloropytum comosum) verilebilir.

2 - Daldırma ile çoğaltma : Çelikleri kolaylıkla köklenemeyen bitkilerde ve küçük çaplı üretimlerde bitkinin herhangi bir dalının ana gövdeden ayrılmadan toprak içinde köklendirilmesine "daldırma ile üretim" denir. Daldırma yapılacak bitkinin dalları esnek ve kıvrılabilir nitelikte olmalıdır, iyi bir kök oluşumu için sürekli neme, iyi bir havalanmaya ve köklenme bölgesinde bitki türüne göre değişen optimum sıcaklık seviyesine ihtiyaç vardır. Adi daldırmada gövdenin alt kısmındaki bir dal yay şeklinde kıvrılarak toprağa gömülür ve ucu topraktan çıkarılır. Bu tip daldırma daha çok dış mekan bitkileri için söz konusudur. Daha önce, toprak içinde kalacak olan bir gözün hemen altından bir çentik açmak suretiyle köklenme teşvik edilir. Ayrıca, dalın gövdeye kadar olan bütün gözleri köreltilir. Açılan çentikten köklenme olduğunda, kesilerek ana bitkiden ayrılan köklü çelik ayrı bir yere dikilir. Uzun sürgünlere sahip bitkilerde sürgün birkaç kez toprağa kavisli olarak daldılırsa buna "yılankavi daldırma" denir. Adi daldırma uygulanacak bitkilere örnek olarak Zakkum (Nerium oleander), Altın çanak (J'brsythia intermedia), Leylak (Syringa vulgaris), bitkileri verilebilir.

Hava daldırma yöntemi uygulanan iç mekan süs bitkilerine örnek olarak; Difenbahya (Dieffenbahchia spp.) Kardeş kanı (Dracaena derememis) ve Kauçuk (Mcus elastica) verilebilir.

Ayırma ile çoğaltma : Bu yöntem genellikle küçük çaplı üretimlerde kullanılır. Kökleri kazık kök yapısında olmayan, birden fazla sürgün oluşturan iç ve dış mekan süs bitkileri bu yöntemle üretilebilir. Ayırma için en uygun zaman ilkbahar ve sonbahar aylarıdır. Bu zamanlarda bitki, tüm kök kitlesiyle birlikte saksıdan veya topraktan çıkarılır. Kök kitlesine hafifçe vurularak kök etrafındaki toprağın dökülmesi sağlanır. Bu sırada bazı bitkilerde yeni sürgünler toprağın silkelenmesi ile birlikte ana bitkiden ayrılır. Kendiliğinden ayrılmayan sürgünler ise steril bir bıçakla, her parçada en az bir sürgün ve yeterince kök bulunacak şekilde kesilir. Uzun olan kökler kısaltılır ve köklü sürgünler hemen saksılar içindeki harca dikilirler.

3- Toprakaltı organlarla çoğaltma : Bu organlar, aslında gıda maddesi depo etmek üzere oluşmuş bitki kısımlarıdır. Bunlara sahip olan bitkiler çok yıllık olup, sürgünleri büyüme mevsimi sonunda ölmesine karşın toprak altı organları canlı kalır. Bu organlar, ertesi yıl yeni sürgünler oluşturmak üzere tomurcuklanırlar. Yani, bunların görevi vejetatif yolla üremeyi sağlamaktır. Soğan; yaprak pullarından oluşmuştur Soğanla ve soğan yavruları ile üretilen iç mekan süs bitkilerine örnek olarak Klivya (Clivia miniata), Şövalye yıldızı (Hippeastrum vittatum), dış mekan süs bitkilerine Lale (Tulipa sp.), Sümbül (Hyacmthus sp.), Zambak (Lilium sp.), verilebilir.

Tipik kök özelliğinde olan yumru kökler, gerçek yumrulardan, üzerlerinde boğum ve boğum aralan bulunmasıyla ayrılırlar. Yumru köklerle üretilen iç mekan süs bitkilerine örnek olarak Yumru begonya (Regoma tiiberhybrida), Siklamen (Cyclamen persicum), Yıldız (Dahlia sp.) verilebilir.

Soğanımsı gövdeler (korm); Gövde ekseninin kuru pul benzeri yapraklarla kaplanmış dip kısmıdır. Yaprak pullarından oluşmuş soğanın aksine korm, boğum ve boğum araları ile iyice belirgin yekpare bir gövde yapısındadır. Korm, hacminin büyük bir kısmı paranşim hücrelerinden ibaret depo dokusudur. O yıl çiçek veren korm çürürken, üzerinde yeni korm ve bunlar arasında çok sayıda kormel oluşturur. Bunlar üretimde kullanılır. Kormlu bitkilere örnek olarak Glayöl (Gladiolus sp.), Safran (Crocus sp.) Kayısı çiçeği (Freesia sp.), verilebilir.

Yumru; yedek besin maddelerinin depolanması nedeniyle genişleşmiş olan toprakaltı gövdesinin uç kısmıdır. Kesitlerinde boğum ve boğum araları yoktur, epidermis bütündür ve hemen her yönden kök sürme yeteneğindedir. Caladium (Caladium bicolor) yumru ile çoğaltılmaktadır. Ana yumru her parçada bir göz olacak şekilde parçalara bölünerek ayrı ayrı dikilir. 

Rizom; toprakaltında büyüyen yatay bir gövdedir. Bitkinin ana ekseni olup alt yüzünden kök verir; toprağın üstüne doğru yaprak ve çiçek sürgünleri oluşturur. Rizom değişik formlarda olabilir, üzerinde daima boğum ve boğum araları bulunur. Süsen (Iris spp.), Kala (Çala spp.) rizom ile çoğaltılan bitkilerdir. Rizomlu bitkiler her parçada bir göz olacak şekilde parçalara ayrılarak çoğaltılırlar.

Doku kültürü ile çoğaltma : Doku kültüründe bitkilerin değişik organlarından alınan çok küçük parçacıklar (explant) steril koşullarda ve özel olarak hazırlanmış büyüme ortamlarında yetiştirilir ve tekrar tam bitki olarak geliştirilirler, "in vitro" yapay koşullarda tüpler içinde anlamına gelmektedir. Bu yöntem, kullanılan bitki organlarına göre meristem, kallus (yara dokusu), anter, polen, embriyo, hücre ve protoplazma kültürü olarak isimler alır. in vitro kültürünün diğer vejetatif üretim yöntemlerinden üstün yönleri;

Hastalıklardan ari bitki kazanma ve varlığını sürdürme,

Çok sayıda, homojen ve kısa sürede bitki üretimi,

Diğer yöntemlerle üretimi zor olan bitkilerin üretimi,

Az sayıdaki anaçla çok sayıda üretim,

Yıl boyu üretim.

Anaç bitki yetiştiren işletmelerin mutlaka bir doku kültürü laboratuarına sahip olmaları gerekir. Ülkemizde doku kültürü ile anaç bitki yetiştiren işletmelerin sayısı ve kapasiteleri yeterli olmadığından anaç bitkiler yurt dışından ithal yoluyla gelmekte, bu da büyük döviz kaybına yol açmaktadır. Bugüne kadar pek çok bitkide in vitro ile üretim başarılmıştır ve bu bitkilerin sayıları giderek artmaktadır. in vitro ile üretimi yapılan iç mekan süs bitkileri ve bitki kısımları çizelgede verilmiştir.


İn vitro ile Üretimi Yapılan İç Mekan Süs Bitkileri:

Bitki Kısımları - İç Mekan Süs Bitkileri

Meristem, Sürgün ucu - Orkide, Açelya, Karanfil, Krizantem

Koltukalti tomurcuk - Bromeliadlar, Orkide, Dracena

Tohum, Embriyo - Atatürk Çiçeği, Orkide

Yaprak parçaları - Begonya, Crassulali

Yaprak sapı - Begonya, Afrika Menekşesi

Çiçek sapı - Çarkıfelek, Begonya, Orkide

Rizom parçaları - Eğreltiler

Soğan pullan, Soğan tablası - Zambak, Lale

Yumru dokusu - Tavşan Kulağı


Yaprak çelikleri ile çoğaltma : Yaprak çelikleri, üretim için uygun sürgün veya gövdeye sahip olmayan geniş ayalı ve köklenme kabiliyetinde yapraklara sahip olan süs bitkilerinde uygulanır. Üretimde kullanılan yaprağın göz bulundurup bulundurmamasına göre yaprak çelikleriyle üretim iki kısımda incelenir.

a) Gözlü yaprak çelikleri: Gözlü yaprak çeliği bir yaprak ayası, yaprak sapı ve üzerinde göz bulunan kısa bir dal parçasından oluşur. Normal yaprak çeliği olarak köklendiği halde sürgün oluşturamayan türlerde gözlü yaprak çeliği kullanılmaktadır. Kamelya (Camellia japonica) ve Kauçuk (Fucus elastica) gözlü yaprak çeliğiyle üretilen iç mekan süs bitkilerine örnek olarak verilebilir. Geniş yaprak ayasına sahip olan türlerde yapraklardan aşırı nem kaybını azaltmak amacıyla, yaprak hum şeklinde kıvrılarak iple bağlanabileceği gibi, ayanın bir kısmı kesilerek küçültme yoluna da gidilebilir. Ancak yaprakların oksin üreterek köklenmeyi teşvik ettiği göz önünde bulundurularak fazla miktarda yaprak küçültülmemelidir. Diffenbachia gibi sağlam ve kalın gövdeli bitkilerde yapraksız gözlü gövde çelikleri kullanılmaktadır. Her parçada bir göz bulunacak şekilde kesilen çelikler köklendirme ortamına, göz toprak yüzeyinden 1-1.5 cm yukarıda kalacak şekilde yatay olarak yerleştirilir. Çeliklerin kesim yüzeylerinin dikim öncesi eritilmiş parafinle sıvanması ya da odun kömürü tozuna batırılması çürümeyi önleyeceğinden yararlıdır. Yapraklı çeliklerin üzerine, nem kaybına karşı sisleme yapılır. Yapraklı çeliklerin köklenmeleri için ışık bulunmalıdır. Sıcaklık da köklenme üzerine direkt etkili çevre faktörlerinden biridir. Çelik yastıklarında (çelik dikiminin yapıldığı, içinde köklendirme ortamı bulunan üretim birimleri) gündüz 21-27°C ve gece 16-21°C'lik sıcaklık birçok süs bitkisinde köklenme için yeterli olmaktadır.

b) Gözsüz yaprak çelikleri: Gözsüz yaprak çelikleriyle üretim iki şekilde yapılır: Birinci şekilde, yaprak çeliği yaprak ayası ve sapıyla beraber alınır ve sapın uç kısmı köklendirme ortamına dikilir. Örnek olarak Afrika Menekşesi (Saintpaulia ionantha) verilebilir. Orta olgunlukta bir yaprak steril ve keskin bir bıçakla, sapıyla birlikte kesilir Yaprak sapının uzun olması istenir. Çünkü, sapta çürüme olduğunda, çürüyen uç kısım kesilerek yaprak tekrar üretimde kullanılabilir. Ayrıca yaprak çeliği, yeni oluşacak bireye gölge yapmaması için köklendirme ortamına eğik olarak dikilmelidir. Gözsüz yaprak çelikleriyle üretimde kullanılan ikinci şekilde ise yaprağın yalnız ayası kullanılır. Begonia rex'e has olan bu yöntemde yaprak ayasından değişik şekillerde yararlanılmaktadır. Olgun yaprak, sapıyla beraber alınır. Yaprak damarları görülecek şekilde ters çevrilir. Damarlar, kesişme yerlerinden steril bir jiletle çizilir. Çizilen kısım nemli köklendirme ortamı üzerine gelecek şekilde yatırılır. Yaprak sapı da ortama gömülür Yaprağın üzerine birkaç küçük taş parçası konularak ortama temas sağlanır. Ortam sıcaklığı 21 - 28°C olduğunda 3-4 hafta içinde kesilen damar yerlerinden yeni küçük bitkiler oluşur.

Yaprağı ana damarı boyunca parçalara ayırarak : Yaprak, ana damar boyunca 2-3 cm2 büyüklüğünde parçalara ayrılır. Bu parçalar yüzeysel şekilde köklendirme ortamı içerisine daldırılır veya yatırılır.

Yaprakların enine parçaları kesilmesi : Bu yöntemde yapraklar enine parçalara kesilir. Kesilen parçaların, yaprak üzerinde bulundukları duruma göre alt ve üst kısımların karıştırılmamasına özen gösterilmelidir. Paşa kılıcı (Sansevieria trifasciatd) gibi uzun yapraklı salon bitkilerinde de bu yöntem kullanılır. Orta olgunlukta bir yaprak alınır. 7.5-10 cm uzunluğunda enine parçalara bölünür. Elde edilen parçalar uzunluklarının yarısına veya dörtte üçüne kadar köklendirme ortamına gömülürler. Kesim sırasında, kesilen parçaların üst ve alt kısımlarının karışmasını önlemek amacıyla çeliklerin alt tarafına bir çentik atılır. Çentikli olan kısım ortama gömülür.

4- Aşı ile Çoğaltma : Aşı ile çoğaltma tekniği çoğaltılması istenilen bitkinin bir parçasını anaç olarak kullanacağımız başka bir bitki ile kaynaştırarak tek bir bitki olarak geliştirme tekniğidir. Bitkinin toprak üstü kısmını yani gövde ve dalları oluşturacak kısma kalem veya göz denir. Bunlardan kalem üzerinde birkaç uyur göz bulunan dal parçasıdır. Bu parçanın göz olarak alınması halinde tek bir gözden oluşan bir parça söz konusudur. Yeni bitkinin kök kısmını oluşturacak olan aşı kısmına ise anaç denir. Aşılama yöntemleri kalem aşıları ve göz aşılarıdır. Türlere göre aşılamada başarı alanları çok farklılık gösterir.

Üzerinde birkaç tomurcuk bulunan ve kalem adı verilen bir parçanın kullanılarak yapılan aşı çeşidine kalem aşıları denir. Kalem aşıları daha çok iğne yapraklı bitkilerde değerli varyetelerin çoğaltılmasında kullanılır. Bir çok kalem aşısı metodu vardır. Üzerinde bir göz veya tomurcuk bulunan küçük bir kabuk parçasından alınan bir kalem kullanılarak yapılan aşılama yöntemine göz aşısı denir. Bu yöntemle bir bireyden çok sayıda göz alma olanağı vardır. Bu nedenle göz aşısı metodu kıymetli bitkilerin ve güllerin üretilmesinde ekonomik ve amatör yetiştiricilerinde kolaylıkla uygulanabileceği aşı yöntemidir.

Göz aşıları da sürgün göz aşıları ve durgun göz aşıları olmak üzere 2 çeşittir. Sürgün göz aşılarında anaca yerleştirilen göz o yıl içinde sürgün verir. Genelde Nisan- Mayıs aylarında yapılan aşılardır. Durgun göz aşılarında ise gözler o yıl uyur halde kalırlar ve ancak ertesi yıl sürerler. Haziran – Temmuz - Ağustos ve Eylül aylarında durgun göz aşısı yapılır. Güllerde durgun göz aşısının yapım aşamaları şöyledir: Kışları çok sert geçmeyen yerlerde az sayıdaki çöğürler sürgün göz aşıları ile aşılanabilir. Ancak en uygun aşı durgun göz aşısıdır. Durgun göz aşısı teorik olarak Temmuzun ikinci yarısından itibaren yapılabilirse de hem şaşırtılan çöğürlerde hem de o yılın çöğürlerinde Ağustos sonunda yapılması pratik açıdan daha uygundur. Anaçta aşı bıçağıyla T şeklinde çizik açılır ve kabuk hafifçe kaldırılır. Kalemden aşı bıçağı ile göz (Yaprak sapı ile birlikte) çıkarılır. Çıkarılan göz anaçta bulunan T şeklindeki bölgeye yukarıdan aşağıya doğru itilerek yerleştirilir. Daha sonra aşı yeri düzgün bir şekilde aşı bağı ile bağlanır.

Yorumlar

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR